19 Eylül 2007 Çarşamba

Karbonikanhidraz Enzimi

Evrimciler her biyolojik olaya asla cevap veremezler.yok şu benzerlik maymunda da var,o zaman insan maymuna benzer diye işin içinden çıkarlar.daha önceki yazılarımda ,glikolizi açıklarken,glikozun piruvata kadar yıkılmasının tüm canlılarda aynı oldugunu ispat etmiştim.o halde enzim benzerliği asla birbaska canlıya benzedigimiz ve ondan türedigimiz manasına gelmez.Örneğin: sen maymunun şarap içtigini görerek,onda da tad tomurcuklarının benzer oldugunu soyleye bilirsin.ve biz maymundan geldik diye bilirsin…ancak bende glikolizi örneklendirerek; fareden geldigimizi soyleye bilirim.işte evrim hiçbir şekilde bu tür benzerliklerle kıyas yöntemini kullarak başka canlı modelinin türevini kullanamaz.

Şimdi sizlere,bay evrimcilerin hiçbir şekilde açıklayamadıkları solunum olayında ki müthiş bir enzimin muthiş bir görevini acıklayacam.bilindigi gibi insan solunum reaksiyonları sonucu,oksijen alır ve karbodioksit verir.İnsanda yaklaşık 5 litre kan bulunur.5 litre içerisinde ki her 100 mlt’de yaklaşık 15 mlgr hemoglobin bulunur.Eğer kanda ki bu oran olmasaydı hücrelerimizin ihtiyacı olan oksijeni alabilmemiz icin damarlarımızda 180 litreye yaklasık kan ponpalanması gerekecekti.işte bu dengeyi yani 5 litre kanı hemoglobin saglamaktadır.hemoglobin molekulu demir+protein birleşiminden olusmus,kanda ki oksijen taşıma kapasitesini artıran bir pigmenttir.

Solunum sonucu alınan oksijen,alveollerden difuzyonla geçerek plazmaya verilir.Akciger kılcallarında oksijen miktarı artar.oksijenin yuzde 2 si kan plazmasında erir.Diğer kısmı ise eritrositler içerisinde ki hemoglobinle taşınır.oksihemoglobin doku kılcallarına kadar tasındıgında,doku kılcallarında oksijen fazla,dokularda ise fazla miktardadır.oksijen hemoglobinden ayrılarak doku hücrelerine geçer,burada yani doku hücrelerinde karbondioksit olusturularak doku sıvısına ordan da difuzyonla karbondioksit derişimi az olan doku kılcallarına geçer.karbondioksitin 100 de 2 si plazmada erir ve diğer fazla kısmı ise ,doku kılcalarında eritrositler icerisine girer.ve burada suyla reaksiyona girerek karbonikasit ‘i olusturur.Reaksiyon karbonikanhidraz enzimi tarafından gerçekleştirilir.

Co2+H2O----àH2CO3 (karbonik asit) daha sonra da bu karbonik asit su içerisinde iyonlarına ayrışarak H(artı yüklü hidrojen)+HCO3 (bikarbonat iyonu) şeklinde iyonlaşır.CO2 (karbondioksit) insan hayatına bir yandan da hayat vermektedir.cunku bu iyonlaşma olayında ki bikarbonat molekülü,insanın kanında ki ph’ı düzenlemede çok önemli bir görev yapmaktadır.kanın ph ‘ı asidik yöne dogru kaydırıldıgında bikarbonat iyonu plazmaya verilerek,kanın asidik değeri düşürülmüş olunur.eğer ki; kanın ph ‘ı bazik yöne doğru kaydığında ise ; bikarbonat iyonları direk olarak böbreklerden dışarı atılır.

Şimdi burada aklımıza evrimin cevaplıyamıyacağı soru geliyor;hangi genetik kombine,bu karbondioksit molekulunun suyla reaksiyona girerek,kanın ph ‘ını duzenleyen bu hayat kurtarıcı bikarbonat iyonunu sentezletebiliyor.gerçekten düşündüğümüzde,oyle bir kod sentezleri,organik bazları bir araya getire biliyor ki,karbonikanhidraz enzimiyle,bu olayı asidik ve bazik değerde insan kanının ph ‘ını 7 ve 7.4 arasında sabit bırakabiliyor.eğer ki,karbondioksit molekülü,doku kılcallarından direk olarak akciger kılcallarına gelip böylelikle atılsaydı,kanın surekli olarak asidik değeri artacak ve insan kanı sabit ph sınırlarını saglayamadıgından dolayı,biyolojik reaksiyonlarının ölümüne sebebiyet verecekti.ancak eritrositler icerisinde ki karbondioksit kesinlikle bikarbonat iyonuna donuserek,akciger kılcallarına bu şekilde ulaşmaktadır.ve akciger kılcallarında tekrar birleşerek karbonik asit ve oradan da karbondioksit ve suya dönüşerek,karbondioksitin difuzyonla alveollere ulasmasını saglayarak,organizmadan dısarı atılmasına sebebiyet vermektedir.

Hangi genetik kodlama ,bu olayı sentezletebiliyor ki,karbondioksit molekulune su emri veriyor.sen doku kılcallarından gecerken,suyla tepkimeye gireceksin ve karbonikasit olacaksın.oradan da iyonlasarak,bikarbonat iyonu ve artı yuklu hidrojen molekulunu olusturacaksın.ve boylelikle plazmaya verilerek,hem adamı öldürmeyeceksin,hemde akciger kılcallarında tekrar karbondioksite donuserek,alveollerden dısarıya atılacaksın.nasıl bir mekanizmadır bu,işte evrim bunlara kesinlikle tesadufen diye cevap veremez.dolayısıyla karbondioksitin tasınmasını boylelikle ogrenmiş olduk.yani muthis bir ekip calısmasının muntazam bir ahengini gorduk bu yazımızda.ve evrim tesadufculukleri asla bu tip organel ve enzimatik reaksiyonlara cevap verebilecek bir yapıda değildir.o yüzden ister sistematik deyin isterseniz uyumluluk,bu ancak ustun ve bilenin işidir.Evrimin protein cıkmazında ki sureci işlerken,bu ustun sistematik ve ahenkli uyum,hiçbir seyden habersiz,gorevlerini eksiksiz olarak yerine getirmektedir.

Hiç yorum yok: