19 Eylül 2007 Çarşamba

Evrimcilerden vecizeler ve itirafları


Değerli arkadaşlar eskiden beri günümüze ite kaka gelmeyi başaran evrim ve evrimciler,,her zaman evrimin bir ispatsal gerçeği olduğunu savunmuşlardır.bu yazımızda size evrimcilerin kısa ve öz vecizelerini ve itiraflarını anlatmaya çalışacağım.mavi altı çizili yazılar benim yazılarım,diğer siyah yazılar alıntı evrimci yazılardır.buyrun sizde görün olayın vehametini.

Prof.Dr.Cemal Yıldırım ,kitabında evrimi göklere çıkarırken satırlar arasında şu gerçeği de ister istemez itiraf ediyor:

Evrim Kuramı ispat edilmemiştir.

(100 soruda evrim kuramı ve bağnazlık .Gerçek Yayınevi ,1989 İstanbul.syf.108)

İspat edilemeyen bir şeye yada en azından ispatı yapılamamış bir iddiaya nasıl kuram diyebiliriz.yada iddiaya karşı gelen birilerine,ispatı yapılmamış bir kavram hakkında nasıl da suçlayarak,zeytin yağı gibi üste çıkabilirsin.Cemal Yıldırım beyefendi,hem itiraf ediyor hemde karşıt görüşe laf atıyor.bakın ne diyor kitabında;

“HURAFE erbabı,günümüzde evrim düşüncesini BİLİM dışı bir SAPLANTI suçlamasıyla karalama çabasındadır.

(yukarıda ki eser syf.5)

Aynı yazar aynı kitabında syf.77 de müthiş bir bilimsel iddia ortaya atarak maymunla insan arasındaki bağların ne kadar kuvvetli olduğunu şöyle kanıtlamak istiyor; (copy darwinci seni)

“Maymunların pek çok çeşidi çay,kahve ve alkollü içkilerden bizim aldığımız zevki almaktadır.Bu olgular sinir sistemlerinde ki ortaklığı göstermez de neyi gösterir?”

Hay! Ben senin….! Aklına…! O zaman bizim atamız fare,fare bizim yediğimiz her şeyi yiyor…sinir sistemlerimiz aynı…buyur buradan yak…tövbe yarabbi yaa…!!!! Darwinin kitabından aldığını bize yutturcak.

İnsan içki içince sarhoş olur,maymunda içki içince sarhoş olur.O halde insan maymunun torunudur…

Bizim köyde ben küçükken bir köpek vardı…bizim ağabeylerimiz cıngarlık çıkarcaklar ya…hiç unutmam..bir gün köpeğe ispirto içirmişlerdi…köpek nerdeyse ölüyordu..yolda giderken bir yalpalıyor ki..ayakta zor duruyor…ahh özledim valla o günleri…

Modern biyoloji,bir lise kitabıdır başından sonuna kadar evrim tezini savunur.

Bak bak sen…!!!

Modern biyoloji cilt 1 ve 2 olarak .,Amerikalı evrimci profesörler tarafından yazılmış ve 10 türk bilim adamı tarafından Türkçeye çevrimiştir.MEB Yayınları modern matematik ve fen yayınları no:25 dördüncü baskı,İstanbul-1976

Tabi ki bu kitaplar evrimden bahsediyorlar…bunu inkar etmiyorum ancak..bilimsel olarak değil..bakın 77.sayfasında su sözler var:

“”Cansız sistemlerden canlıya geçişin nasıl oldugunu bilmiyoruz.Bu geçişi gösteren labrotuvar deneylerimiz Henüz yoktur”

Yani adamlar bile anlamışlar ki,boş işlerle uğraşıyorlar…ama bakın aynı sayfanın devamında enteresan bilgiler var

“Fakat her problemin labrotuvarında çalışan bilim adamları tarafından incelenmesi mümkündür.Belki de bir çok önemli problemleri çözecek bilim adamlarından bazıları sizler olabilirsiniz.

Ali topu tut….tut ali tut

Evrimcilerin ayakta alıkşladıkları ünlü Sovyet evrimcisi A.I.OPARİN (hayat kaynağı) adlı kitabında şu cümlelere yer veriyor.. bir göz atalım arkadaşlar:

hayat maddenin özel bir şekli olarak ve ancak materyalistlikle izah edilebilir.Hayat,maddenin gelişmiş bir halidir.”

(The Origin of Life (newyork publication 1953,syf.132)

Diğer bir evrimci Andrede cayagux ,hayatın 3 milyar yılı adlı kitabında şunları yazıyor:

“Sovyet bilimcileri Darwinizm ve Lamarkxizm teoriye bağlı kalmaya daha çok yatkındırlar.Çünkü bu görüşler,Marxist doktrine tamamen uygundur”

(Three Billion Years Of Life (newyork,Stein and day 1969,syf.198)

Prof.Dr.Cemal Yıldırım da sözkonusu kitabında syf. 117 de şunları söylüyor:

“Lenin Tarım Bilimleri Akademesinin 31 temmuz -7 ağustos 1948 ‘de düzenlediği kongrede Lysenko’nun (Sovyet biyolojisi üzerine rapor) başlıklı bildirisi şu sözlerle son bulmaktadır:

“progresif biyolojinin bilim olarak gelişmesini insanlığın iki büyük dahisi Lenin ile Stalin’e borçluyuz.Yaşasın ülkemizde ilerici materyalist biyolojinin gelişmesi için gerekli tüm koşulları yaratan Lenin ve Stalin’in partisi (coskun alkışlar)

Alman evrimcilerinden Ernest Heinrich Haeckel (1834-1919) bakınız ne demiş:

“bana su,kimyasal madde ve yeteri kadar da zaman verilirse bir insan yaratabilirim”.

He he he…Ne boş HAYAL!!!

İşte madde,işte su…ve işte zaman!!!

Madde ve su milyonlarca yıldan beri hep aynı duruyor.maddenin fiziksel ve kimyasal özelliği değişmedi ki…yaratacağını bilenler, “zamanım az” bahanesinin arkasına sığınmazlar.

Sibernetik Bilime göre;yeryüzünde en güçlü insan olduğuna göre,bu güçlü varlıktan daha ÜSTÜN bir gücün varlığı kesindi…peki bu güçlü varlık kimdi?

Buldum dedi bir bilimci!!! “UÇAN DAİRELER”

OH!!! Bazı bilimciler derin bir nefes aldı.işte sorun çözülmüştü.Birbirlerini sıcak bakışlarla ve alaylı gülücüklerle kutladılar.Ellerini oğuşturarak ,çabucak bir araya toplandılar.Şimdi bütün dikkatleri uzaya çekmek gerekirdi…Uzaylılar bizden mutlaka üstün,ileri ve uygar varlıklardı.Onlarla haberleşirsek,GÜÇLÜ varlıklar bulunacak ve bütün sorunlar çözülecekti…

Haydi Bakalım İleri Marş Mars..!!!


Hiç yorum yok: